bugün

entry'ler (14)

vıy vıy vıy vıy vıy vıy vıy

pokeimam serzenişi. pişmanlık dolu ağıtımsı türkü. sözler olmadan müziğin ne kadar etkili olabildiğini gözler önüne seren güzide eser.

poke topu

fıçuww fıçuuww diye kırmızı lazer ışıkları saçıp, koskoca pokumanları içine alabilen süper teknoloji ürünü. bi gün satışa çıtığında, içine hapsedebileceğim çok insan tanıyorum. canım sıkılınca da seçicem ne güzel. seni seçtim nazimeee! vıdı vıdı saldırısı. hiyaaa!

bir kadını ağlatmak

kimi zaman çok kolay, kimi zaman çok zor.

hani olur ya bi gün sevginiz depreşir, tüm romantik yönlerinizi yanınıza alıp çalarsınız kapısını. ihtimaller burada başlar işte. karşınızdaki bir kadındır. duyguları ve mantığını bir arada kullanmayı çoğunlukla beceremeyen, dünyanın en büyük nimetlerinden biri...

bi bakarsınız suratı asık, hemen sorarsınız neler olduğunu öğrenmek için. tutup der ki "mario'da 4.bölümde takıldım kaldım". hafifçe gülümseyip içeri girersiniz. ceketinizi çıkartıp asarsınız. yürümekten yorgun düşmüş bacaklarınızı artık kullanmamak ve onlara hiç yük olmayıp dinlenmek için, hiç esnemeden, pat diye atarsınız vücudunuzu koltuğa. gülümseyerek gelir yanınıza. büyük bir içtenlikle sarılıp öpersiniz. beklersiniz ki o da anlasın hislerinizi. sevginizin depreştiğinin farkına varsın da ona göre karşılık versin. çok beklersiniz. çünkü onun zihninde hala mario'nun 4.bölümünün ne kadar zor olduğu düşünceleri dolaşmaktadır. karşlık alamayınca tedirgin olup sorarsınız tekrar neler olduğunu. klasik cevap gelir "yok bi şey."

aslında var. anlıyorsunuz. neden duygularını belirtmediğini düşünür, kurup kuruşturursunuz. sevgisi mi azaldı, bi şey mi yaptım, yanlış mı anladı beni, yoksa?. yok yok yapmaz öyle bi şey. biraz sabredip, kendinizi telkinlerinizle avutmaya çalışırsınız. o hala aynı soğukluktadır. dayanamayıp hafif sinirlenerek ve sesinizi yükselterek sorarsınız "ne oluyor" diye. kalkar gider. şaşırıp kalırsınız. mantık bulmaya çalışırsınız fakat bilmez misiniz ki bir kadını erkek mantığıyla ele almak ne büyük aptallıktır? gidersiniz arkasından hızlı adımlarla. "yapma" dersiniz. ya özür diler, ya da kızar.

bilemezsiniz ki. ne yapacağınıza karar veremezsiniz ki. onu biraz yalnız bırakıp içerideki koltuğa dönersiniz. gelir yanınıza, sarılır, ağlar. öpersiniz yine ağlar. başlarsınız hemen onu destekleyici cümleleri sarfetmeye. biraz da olsa işe yarar. susar kadın. keser ağlamayı. sonra açılır kadın. artık heyecanlanamadığını, sizi çok sevdiğini fakat eskisi gibi olamadığını, artık yenilik aradığını, sizin onu bırakmanızdan ne kadar çok korktuğunu anlatır durur. yine başlar ağlamaya.

derin bir çıkmaza doğru sürüklendiğinin farkındadır. elleri kolları bağlanmış, kendini kocaman bir çukurun içindeymiş gibi görür. o an farkedersiniz, ilişkiler bir gün bitmeye mahkumdur. o karşınızdaki kadın ne kadar mükemmel olursa olsun, tüm alışkanlıklarınızın onunla beraber değiştiğini bir kenara koyup, üzülmeden nasıl ayrılabileceğinizi ya da ilişkinin can çekişen halini nasıl diriltebileceğinizi düşünür durursunuz.

o yarım saat önceki romantik halinizden eser yoktur. düşünmek istersiniz. yalnız kalıp, onun ağlayışlarını duymadan, sakince bir odaya kapanıp düşünmek istersiniz. o hep ağlar. gidip kocaman bir milka alıp üzerine kurdale bağlarsınız, sarılıp öper, çikolatasını verirsiniz, bi an mutlu olup gülümser, lakin pek uzun sürmeyecektir. o da bunun farkındadır. kötü düşünceler bir anda aklını ele geçirir, yine o kaybetme korkusu gelir ve başlar tekrar ağlamaya. kadın böyledir. siz onun dünyasına müdahale edemezsiniz. o sizin davranışlarınızı değerlendirip koskoca iki insanın dünyasını tersdüz eder. hem iyi eder, hem kötü eder.

la valse d amelie

amelie filminin soundtrackleri arasındaki en güzel şarkı. her versionu güzel. piano versiyonu da orkestra versiyonu da... ilk duyduğum gün çok mutlu olmuştum mükemmel bi şarkıyı daha müzik literatürüme kattığım için. iyi ki yapılmış, en iyi antidepresanım. tüylerim diken diken oldu.

proton pompası inhibitörü

insana nasa'da çalışıyormuş hissiyatı bahşeden ilaç. midedeki asitle savaşa girer. her daim galiptir. ülser, reflü, gastrit, alayına iyi gelir. tabi doktor tavsiye etmeden almayın yine de siz. biraz pahalı bi ilaç. velakin süper nimet. aç karna, sabahları atılırsa gün boyu rahat mideyle dolaştırır.

bedava kucaklaşma kampanyası

"türkiyede zaten var ki" denilemeyecek kampanya.
"türkiye'deki gelenek göreneklerimiz süperdir, hep sarılırız biz" falan deme artık. kimse kimseye selam vermiyor. birinin gözüne bakmamak için farklı noktalara bakıyosun. tanıdıklarınla bile karşılaşmamak için yol değiştiriyosun. yedik onu biz.

not: bu entry, diğer entrylere cevap verir nitelikte değildir. bir özeleştiridir.

clocks

ring tone yapılası coldplay şarkısı. etraftaki hatunların zebillah gibi dikkatlerini çekersiniz. tabi bıyıklılılarının değil. onlar size yumuşak oğlan gözüyle bakarlar.

la chute

keşfetmek biraz zor olan yann tiersen şarkısı. amelie filminin soundtrackleri arasındadır. piyano bu kadar iyi kullanılabilirdi ancak dedirtir insana. çalması da bi hayli zevklidir.

nada

muazzam bir zoe şarkısı. 2008 çıkışlı exitos pop albümündeki en güzel şarkı. ispanyolcayı bana sevdiren şarkı.

boeing 747

fsx'te grafik kartını kastırdıkça kastıran uçak. kanatlarının esnemesi bitiriyor beni. uçak tamamen doluyken indirmek çok dikkat istiyor.
londra'da sisli havada kalkış yaptıktan sonra yolculardan birisinin kalp krizi geçirip sizi geri dönmek zorunda bırakacak bir durum oluşturması çok acıklı. çok şükür ki ils var. allah onu yapandan razı olsun.

nikola tesla

hayatını okurken, monitöre çok uzun süre bakmaktan dolayı gözlerimi bir süre kullanamamama sebebiyet vermiş dahi.

akıllı ol

get smart filminin türkçe ismi. komik filmdir. genelde tavsiye edilir.

arz

dilekçe sonlarında bolca görülen kelime. arada bir yanlış kullanıldığı da görülür.
doğru kullanımı için;
dilekçenizi bulunduğunuz makamdan yüksek bir makama gönderiyorsanız "arz" düşük makama gönderiyorsanız "rica" edersiniz.

uçan inek

sütaş reklamlarında gördüğümüz, yeni nesil inek. zihinlerimize yapılan ağır bir darbe. anlamlandırmak gerçekten zor. sütü seven kamyoncu şarkısıyla beraber uçmaları da, değer yargılarımı sorgulamama neden oldu.